Geri Dönüşebilen Maddeler, Metal, plastik, karton, kâğıt, cam ambalajlar doğadan sağladığımız değerli hammaddelerdir Nüfus artışı ve tüketimdeki artış üretilen atık miktarını da çoğaltmaktadır. Atıkların içindeki geri dönüştürülebilir malzemelerin önemli bir bölümünü ambalaj atıkları olarak tanımlanan, bu atıklar oluşturmaktadır.
Cam
Cam, aşırı soğutulmuş alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle, diğer bazı metal oksitlerin çözülmesinden oluşan bir sıvı olup ana maddesi silisyum (SiO2) dur. Çok yönlü bir madde olan cam, şeffaflığı, şeklinin bozulmaması, koku ve tat vermemesi nedeniyle birçok ürünün ambalajlanmasında kullanılmaktadır. Cam üretiminde kullanılan hammaddelerin çıkarılması doğal kaynakların tüketimine ve üretim esnasında çevreye zarar vermektedir. Geri kazanımla bu olumsuz etkiler azaltılabilmektedir. şişe, kavanoz, cam bardak, vazo ve diğer cam atıklar toplama kutularında veya atığın oluştuğu yerlerde ayrı toplanır ve bu atıklar renklerine göre ayrılarak geri dönüşüm tesislerine verilir. Burada atık ve katkı maddelerinden ayrılır. Renklerine göre ayrılan cam şişe ve kavanozlar ve diğer cam atıklar kırılarak cam tozu haline getirilir, cam tozu, kum, kireç taşı ve soda külü ile karıştırılarak yüksek sıcaklıkta şekillendirilerek yeni ürünlere dönüştürülmektedir. Kırılan cam, beton katkısı ve cam asfalt olarak da kullanılmaktadır. Cam asfalta %30 civarında geri dönüşmüş cam katılmaktadır. Cam, sonsuz bir döngü içinde geri dönüştürülebilir, yapısında bozulma olmaz. Camın Geri Kazanımıyla enerji tüketiminde %25 hava Kirliliğinde %20 maden atığında %80 su tüketiminde %50 tasarruf sağlanmakta ve kum, soda, kireç gibi doğal kaynaklar korunmaktadır.
Kâğıt ve Karton
Kâğıt, insanlığın önemli ihtiyaç maddelerinden biri olup, kâğıt sanayinin gelişmesi bir ülkenin sanayi ve kültürel gelişmişlik düzeylerinin belirleyici etmenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kâğıt öncelikle kâğıt çamurunun hazırlanması için, su içerisinde liflerine ayrılır. Eğer gerekirse içinde lif olmayan yabancı maddeler için temizleme işlemine tutulur. Mürekkep ayırıcı olarak, sodyum hidroksit veya sodyum karbonat kullanılır. Daha sonra hazır olan kâğıt lifleri, geri dönüşmüş kâğıt üretiminde kullanılır. Ülkemizde atık kâğıt; gazete kâğıdı, kraft kâğıdı ve sigara kâğıdı dışındaki tüm cinslerin imalatında kullanılmaktadır. Atık kâğıt özellikle oluklu mukavva ve karton cinslerinin üretiminde yüksek miktarda kullanılmaktadır. Atık kâğıtta geri dönüş oranı en yüksek olan kâğıtlar oluklu ve karışık cins kâğıtlardır. Atık kâğıdın geri dönüşüm için işlem görme sayısı beştir. Beş kez işlem gören kâğıt, yani beş kez kullanıma sunulan kâğıt artık özelliğini yitirmiş olur ve bir daha toplanıp işlemden geçirilmez. Bunun nedeni de işlemden geçen kâğıtların elyaflarında yaşanan yıpranmadır. Hurda kâğıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini % 35, su kullanımını % 45 azaltabilmektedir.
1 ton kullanılmış kâğıt çöpe atılmayıp geri kazanıldığı ve kâğıt üretiminde tekrar kullanıldığı zaman;
12400 m3 havadaki sera gazı olan karbon dioksitin bertaraf edilmesi,
12400 m3 oksijen gazının üretilmeye devam etmesi,
34 kişinin oksijen ihtiyacını sağlayan 17 yetişkin ağacın korunması,
Ayda 3 ailenin tükettiği 32 m3 su tasarrufu,
Kış aylarında ısınma amacı ile iki ailenin tüketeceği 1750 litre fuel-oil tasarrufu,
2,4 m3 çöp depolama alanından tasarruf,
20 ailenin bir ay süreyle tüketeceği 4100 kW/s elektrik enerjisinden tasarruf edilebilmesi mümkündür.
Metal Ambalaj
Teneke (kalay) ve alüminyum ambalajlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu metallerin kullanıldıktan sonra atık olarak değerlendirilmesi hem çevre kirliliğine neden olmakta hem doğal kaynakların tükenmesini neden olmaktadır. Geri kazanımla oluşan çevre kirliliğinin önlenmesinin yanında hammadde, enerji ve su gibi doğal kaynaklar daha az tüketilir. Sebze ve meyvelerde teneke ambalaj kullanımı yaygındır. Fakat şişe kapakları, kavanoz kapakları ve içecek kaplarının iç ve taban kısımları kalaylanmış çelikten üretilmektedir. Bu çeliğin silindirle düzleştirilerek 1.5 ile 5 milimetre kalınlığa getirilmesi ile sağlanır. Her metre kare çelik levha için 2 gram kalay ilave edilerek kalay kaplama elde edilir. Kalay kaplama konteynerler içinde şekillendirildikten sonra, çoğu kapların içi ürünün tadında negatif etki oluşmasını önlemek için boyanır. 1810 yılında Peter Durant ilk kez yiyecekleri teneke kutular içinde ısıtarak sterilize etmiştir. Bu olay endüstriyel üretimde yiyecek maddelerinde teneke kapların kullanımında büyük bir imkân sağlamıştır. Kalaylanmış çelik bulunduğundan beri geri kazanılmaktadır. Hurda alım satımı dünyadaki en eski geri kazanım sektörüdür. Hurda tenekeler hiçbir kayba uğramadan istenilen şekilde tekrar kullanılabilecek hammaddedir. Ayırma tesisine diğer geri kazanılabilen ambalaj atıkları ile karışık halde gelen tenekelerin ayırma tekniği yaygın olan mıknatıslardır. Kalay demir ürünü olduğu için magnetiktir. Taşıyıcı bant üzerinde tenekelerin ayrılması için üst kısımdaki mıknatıslar kullanılır. Bu şekilde kaldırılan teneke ambalajlar, mıknatıs etrafında hareket eden bantla magnetik alandan dışarı atılır ve deşarj oluğunu düşer. Ayrılan teneke kutular 200 kiloluk balyalar halinde preslenir ve çelik üretiminde kullanılmak üzere çelik fabrikalarına gönderilir. şarjlama tablası olarak adlandırılan büyük mıknatıs bantlarla çelik konvektörlerine doldurulur. Hurda çelik 1600 oC ’de eritilir ve kalıplara boşaltılır. Pres sonunda 1.20 m uzunluğunda 15 cm kalınlığında ve 23 ton ağırlığında kalın dilimler üretilir. Aynı tip materyal aynı zamanda araç kaportası, köprü iskelesi, kapı kilitleri ve çelikten üretilen diğer eşyaların üretiminde kullanılır. Alüminyum yeryüzünde oksijen ve silisten sonra en bol bulunan maddelerden biridir. Metal olarak silisyumdan sonra yeryüzünde en bol bulunan metaldir. Alüminyum 1820 yılında keşfedilen ve yeryüzünde %8 oranında bulunan bir metaldir. Dolayısıyla hammaddelerden Alüminyum üretimi dünyadaki bugünkü tüketim hızına göre 1000 yıl yetecek kadardır. Alüminyumun yeryüzündeki en önemli hammadde bileşiği boksittir (Al2O3xH2O). Alüminyum sert, hafif ağırlıklı ve korozyona dayanıklı, düşük yoğunluklu bir metaldir. Alüminyum çelikten 1/3 oranında daha hafiftir. Alüminyum yüzeyinde oluşan alüminyum oksit; neme, sıcaklığa ve diğer kimyasallara karşı alüminyum malzemelerin daha dayanıklı olmasını sağlar. Alüminyum magnetik ve yanıcı olmayan elektronik sanayinde geniş olarak kullanılan bir metaldir.
Kullanılmış alüminyum yerine boksit gibi doğal kaynaklardan alüminyum üretmek oldukça pahalı ve aşırı enerji gerektiren sistemdir. Alüminyum kullanılmaya başlandığından beri geri kazanılma işlemi yapılmaktadır. Alüminyumun geri kazanılması için, toplum bilinci 1980’li yıllarda başlamıştır. Alüminyum dünyada en fazla kullanılan demir dışı metaldir. Dünyada en fazla kaynakta ayrı toplanan ambalaj atıklarından biri ve en önemlisi alüminyumdur. Kullanılmış alüminyumdan alüminyum üretildiğinde %95 daha az enerji tüketilir ve işçilik ve yatırım maliyeti en aza düşer. Atık alüminyum küçük parçacıklar halinde doğranır. Daha sonra bu parçalar büyük ocaklarda eritilerek, dökme alüminyum üretilir. Bu sayede atık alüminyum, saf alüminyum ile neredeyse aynı hale gelir ve üretimde kullanılabilir. 1 ton metal atığın geri dönüştürülmesi sonucunda 1300 kg hammadde tasarrufu sağlanır.
Bir ton kullanılmış alüminyumdan alüminyum üretilirse;
1 300 kg boksit bakiyesi,
15 000 litre soğutma suyu,
860 litre proses suyu,
2 000 kg CO2 ve 11 kg SO2 emisyonu daha az oluşur/kullanılır.
Alüminyum üretiminde en önemli hammaddenin kullanılmış alüminyum olduğu unutulmamalıdır. Kullanılmış alüminyum tekrar tekrar alüminyum üretiminde kullanılabilir. Alüminyum malzemeler %100 geri kazanılabilir. Kullanılmış alüminyum geri kazanılarak sadece katı madde miktarı azaltılmaz aynı zamanda boksit madeni doğal kaynağı ve enerji korunmuş olur.
Bir kilogram alüminyum kutu geri kazanıldığında;
8 kg boksit madeni,
4 kg kimyasal madde,
14 kWh elektrik enerjisi kullanımı, korunmuş olur.
Boksit madeninden yeni bir alüminyum kutu yapmak için gerekli enerji 20 birim ise kullanılmış alüminyum kutu yapmak için gerekli enerji 1 birimdir. Yani kullanılmış alüminyumdan alüminyum üretimi, hammaddeden alüminyum üretimine göre %95 daha az enerji gerektirir. Böylece önemli oranda enerji kaynağı korunmuş olur Kullanılmış alüminyum geri kazanılıp üretime sokulduğunda %99 oranında baca gazı kirletici emisyonu azalır. Kullanılmış alüminyum geri kazanılması demek, daha az enerji ve hammadde tüketimi demektir. Kullanılmış alüminyumdan alüminyum üretilerek sera gazı emisyonu %95 ve atık su kirlenmesi %97 oranında azaltılabilir. On adet alüminyum içecek kutusu geri kazanıldığında, 100 kWh’lik bir lambanın 35 saatte veya bir TV’nin 30 saatte harcadığı elektrik enerjisi korunmuş olur.
Plastik
Plastik, ilk olarak 1860 yılında Alexsander PARKES tarafından keşfedildi ve bugün geniş bir alanda kullanılmaktadır. Plastik ürünleri dünyada yılda 80 milyon ton kullanılmaktadır. Plastik, karbonun (C) hidrojen (H), oksijen (O),azot (N) ve diğer organik ya da inorganik elementler ile oluşturduğu monomermoleküllü gruplardaki bağın koparılarak, polimer adı verilen uzun ve zincirli bir yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen malzemelere verilen isimdir. Tanımdan anlaşılacağı üzere plastikler doğada hazır bulunmaz, doğadaki elementlere insan tarafından müdahale edilmesi ile elde edilir. Elde edilmesi belli bir sıcaklık ve basınç altında, katalizör kullanılarak monomerlerin reaksiyona sokulması ile olur. Plastik ilk üretildiğinde toz, reçine veya granül halde olabilir. Genelde plastikler petrol rafinerilerinde kullanılan ham petrolün işlenmesi sonucu arta kalan malzemelerden elde edilir. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki petrolün sadece % 4`lük bir kısmı plastik üretimi için kullanılmaktadır.
Plastik materyallerin geri dönüşümü için üç yöntem kullanılmaktadır.
Birinci yöntem: parçalanmış halde bulunan plastiklerin yeniden işlenmesidir ki bu şekilde elde edilmiş olan bir ambalaj materyali halen tüketicinin kullanımına sunulmamıştır.
İkinci yöntem: plastik malzemenin fiziksel olarak temizlenmesi ile geri kullanımıdır.
Üçüncü yöntem: polimerlerin kimyasal yapıları değiştirilmesidir. Bu yöntemde genellikle monomerlere doğru bir depolimerizesyon olmaktadır ve bu monom erlerden yeni polimerler üretilmektedir. Bu yöntemle elde edilen plastik malzemelere örnek; pet şişelerdir. Plastik yaklaşık 1000 yılda yok olur. Bir plastik şişe doğada 3 bin yıl süreyle yok olmamaktadır.1 ton plastik geri kazanıldığında 14 bin kW/s enerji tasarrufu sağlanmaktadır.
Plastik geri dönüşüm kutusuna atılabilecek malzemeler:
PET, PE, PS, PP, PVC Şişeler,
Plastik süt ve ayran kutuları,
Plastik torbalar, plastik soda şişeleri, plastik meşrubat şişeleri,
Şampuan, deterjan, çamaşır suyu şişeleri,
Strech film,
Yoğurt kaplarıdır.
Plastik geri dönüşüm kutusuna atılmaması gereken malzemeler:
Motor Yağı Kutuları,
Boya Kutuları,
Margarin Kapları,
Kirli ve Yağlı Kaplardır.
Organik Atıklar Bitki ve hayvan kaynaklı atıklara “organik atık” adı verilir. Evlerden ve işyerlerinden toplanarak çöp alanlarına taşınan atıkların önemli bir bölümü organik atıklardır. Organik atıklar, doğada mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozunarak temel bileşenlerine ayrılır. Organik atıkların biriktirilip ara sıra karıştırılarak kontrollü olarak bozunmaları sağlandığında, bitkiler için çok zengin gübre elde edilmektedir.
Sürdürülebilir tarım, sanayi ve çevre düşünüldüğünde; söz konusu bu üç bileşenin de yaşam kalitesini olumlu etkilemesi ve desteklemesi için kaynakların yok edilmeden ve geri dönüşümlü olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu aşamada en önemli konu, sanayinin gelişmesi ve tarımın ilerlemesinin beraberinde tüm doğal kaynakları tüketmemesi için, doğadaki en temel kural olan madde akışı döngüsünün dengeli bir şekilde işletilmesidir. Bu amaca yönelik olarak gerek sanayi atıklarının, gerekse evsel ve tarımsal organik atıkların yeniden değerlendirilmesi için kullanılacak yöntemlerden birisi de organik atıkların kompostlanarak organik gübreye dönüştürülmesidir. Doğal dengede atık madde yoktur. Her atık başka bir canlının besinini veya enerji kaynağını oluşturur ve döngü bu şekilde devamlılığını sağlar. Oysa günümüz koşullarında insanlar doğadan sadece almakta, aldıkları maddelerin atıkları da çoğunlukla yoğun bir şekilde birikerek önemli çevre sorunlarına yol açmaktadır. Kompostlaştırma aslında doğada her yerde yürüyen bir süreçtir. Bitkilerin yapraklarını döktüğünde veya herhangi bir hayvansal ya da bitkisel atık toprağa düştüğünde, bu atıklar doğada mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılarak humus formuna dönüştürülür. Başka bir deyişle, mikroorganizmalar organik materyali ayrıştırıp daha kararlı olan organik son ürünlere çevirerek karbondioksit, su, sıcaklık ve humusa dönüşmesini sağlarlar. Aslında bu ekosistemdeki bir besin geri dönüşümüdür. Kompost yapımı; bu doğal olayın iyi bir şekilde incelenip taklit edilmesiyle oluşan bir prosesler zinciridir. Diğer bir ifadeyle, doğadaki süregelen bu ayrışma olayı, ideal koşulların yaratılmasıyla teşvik edilip bir anlamda hızlandırılmaktadır. Kompost yapımı ile toprak iyileştirici özelliği olan ve gübre değeri yüksek bir materyal elde edilir. Ayrıca bu işlemle organik materyal içindeki bitkiler tarafından kullanılması zor olan bitki besin maddeleri kullanılabilir hale gelir ve kompostlama işlemi sırasında oluşan yüksek sıcaklık ise hastalık yapıcı patojenler ile yabancı ot tohumlarını yok eder. Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de her yıl önemli miktarlarda ve değişik özelliklere sahip atıklar ortaya çıkmaktadır. Gerekli önlemler alınmadığı veya geri kazanımları sağlanmadığında bu atıklar öncelikle çevre, daha sonra da toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle bünyesinde yüksek oranda organik madde içeren atıklar bilinçsizce ve gelişigüzel olarak çevreye terk edildiğinde, kolayca aerobik ve anaerobik parçalanmaya uğramakta ve bunun sonucunda görüntü kirliliği ve yoğun bir kötü kokunun yanı sıra her türlü hastalık etmeni mikroorganizmaların da üremesine ortam sağlamaktadırlar. Toplumlarda çevre bilincinin her geçen gün artmaya başlaması ve yasal kısıtlamaların uygulamaya konulmasından sonra bu türden atıkların rasgele dökülmesi ve uygun olmayan şekillerde depolanmasının yavaş yavaş önüne geçilmeye başlanmış, çeşitli alanlarda değerlendirilmelerine yönelik çözümler ortaya atılmıştır. Halen geniş çapta tarıma dayalı ekonomiye sahip ülkemizde tarımsal aktiviteler sonucu veya çeşitli tarımsal ürünleri işleyen tesislerin faaliyetlerinden her yıl önemli miktarlarda değişik karakterli organik atıklar ortaya çıkmakta ve bunlar gerektiği gibi değerlendirilememektedir. Oysa bu özellikteki atıklar kompostlama ile kolaylıkla organik gübreye dönüştürülebilir ve dolayısıyla tarım alanlarına uygulanabilecek değerli bir materyal haline getirilebilir.